30 Ağustos 2010 Pazartesi

beklemeden beklemek, bırakmadan bırakmak

matematik şudur, bir an gelir ve o kişi karşına cıkar.
ve sdece sana gülümser, gözlerine, sende merhab dersin, konusma orda kısa geçilsin desende, kenara dogru gidilip biriki alf edilir, degerlisinden, talepsiz arzından..

yürürsün asagıya dogru, sana burası mıydu dedirten sokaktan görmesen saray burnunu kendini karadenizde sanırsın, bulursun tramwayı. Ver elini sultan ahmet, leyla bulusması, camii avlusunda rastladıgında eski bir arkadasına alırsın soruların cevaplarını.

yere batan sarnıcı, fes kafe bulursun kafayı, turist gözüyle bakarken sultan ahmet'e..
canın ister ne oldugunu bilmediğin
kalp agrını, görmüş olsan da zamanında cok kapıldıgın aksi seksi'yi.
o dersin..

O

beklemeden beklediğinde hayat cok tatlı, cok süprizli..

bugün de böyle geçti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder